Şahin YILMAZ Hocaefendi, 1936 senesinde Erzurum’un İspir İlçesi Elmalı Köyünde dünyaya gelmiştir.
1945 senesinde babasından Kur’ân okumayı öğrenip mukim bulunduğu köyün imam-hatipinin de yardımıyla hıfza başlamıştır.
O günün şartlarının zorluğundan dolayı hıfzını 1950 senesine gelindiğinde bitirebilmiştir.
İlim tâhsil aşkı Şahin YILMAZ Hocaefendiyi, İstanbul’a sevkeder. Gönenli Mehmed Efendi ve diğer hâmiyetli hâdimlerin ilgilenmesiyle tamir ettirilip hizmete açılan Üçbaş Medresesinde kalmaya başlar.
Çolak Mehmed Efendi, Sâlih Efendi, Abdulhalim Efendi’nin de içerisinde bulunduğu kimi kıymettar hocalardan muhtelif dersler alır. Lâkin Erzurumdaki ders istikrarını yakalayamadığından dolayı memleketine geri dönmeye karar verir. Belli bir müddet memleketinde kaldıktan sonra rahatsızlığı sebebiyle soğuğa dayanamadığından 1955 senesinde İstanbul’a tekrar gider.Ortaköy’de Dereboyu Câmii’nin odasında kalmaya başlar. Burada asıl eğitimini aldığı Safvet Efendiyle tanışır.
Konya Ermenekli Safvet Hocaefendi Beyazıd Medreselerinde ders-i âmm olarak göreve başlamış, şer’iye vekaleti vekilliği, kütüphaneler müdürlüğü ve aynı zamanda padişahın huzurunda ilmî mes’eleleri mübahese eden huzur hocalığında bulunmuş bir âlimdi.
Safvet Efendi’den belâgat, ilm-i kelâm, usûl-u fıkıh ve mantık dersleri alan Şahin YILMAZ Hocaefendi, bir süre sonra hocasının isteği doğrultusunda ikinci devre talebelere ders vermeye başlar. Bu arada Eminönü Müftüsü Bekir Efendi’den Buhari-i Şerif okumaya devam ederken Küçük Ayasofya Câmii’nde de vaâzlar verir. 1958’de Diyânet’in açtığı, Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendi’nin gözetimindeki vâizlik ve müftülük imtihânlarına girer.
Bilmen Hocaefendi, Arapça ibare okumasını çok beğenir ve "Molla nerede okudun?"diye sorunca "Safvet Efendi’de" cevabını alır. İmtihândaki başarısı sebebiyle Diyânet İşleri Başkanlığı vâizlik için teklifte bulunur, ancak Safvet Efendi’nin ikinci grup talebelerini okuttuğu için bu teklife olumlu cevap veremez. İstanbul’da okurken Safvet Efendi telkinleriyle Ramazan’da vâizlik yapmak üzere İzmir’e giderken Akhisar’a uğrayan Şahin YILMAZ Hocaefendi, hamiyetli insanların kendisine sahip çıkması neticesinde 3 yıl boyunca Ramazan aylarında Akhisar’da fahrî vâizlik yapar.
1959’da askere giden Hocaefendi, askerlik sonrası bir çocuğu olmasına rağmen dışarıdan İmam-Hâtip okulunun imtihânlarına girerek orta kısmını bitirir. Mezun olduktan sonra babasının Akhisar’dan bir ev alması üzerine 16 Eylül 1962’de eşi ve hocasının ismini taşıyan oğluyla birlikte hicret ederek Hilâl Câmii’nde imam-hatip olarak göreve başlar. Hocaefendi Câmiinin 20 metrekarelik odasında Arapça ders tâlim etme teşebbüsünden sonra Hâfızlık eğitimi verilmesi hâlinde daha çok verim alınabileceğini fark eder.
Cemaatin yardımlarıyla Hâfızlık eğitimi vesilesiyle ilk senelerde senede 5-6 Hâfız yetiştirilirken, hayırsever Müslümanların katkılarıyla binalar da teker teker yapılmaya başlanır. Bu binaların yanı sıra Hilâliye Eğitim Vakfı’nın şimdiki binası 1981’de hayata geçirilir. 1982’de 250 talebeyle Erkek Kur’ân Kursu eğitime başlar. Her yıl 20-25 Hâfız mezun edilir. Hâfızlık eğitimi alan gençleri ise mezuniyet sonrasında da yalnız bırakmayan Hocaefendi, gençlerin gelecekleri adına üniversite eğitimlerini de vatandaşların himmetleri sayesinde burslu olarak sağlamaya çalışır. Sürekli borçlanan Hocaefendi, bir defasında babasının îkâzıyla karşılaşır. Babası merhûm Abdurrahim Efendi:
Hiç borçtan kurtulmuyorsun.
Ben borçlu olduğum zaman uyuyamam...
demesi üzerine kendisi şöyle cevap verir:
- Baba, ben de borçsuz olduğum gün
uyuyamıyorum…
1985’te okula giden öğrencilerin barınabileceği 8 daireli bir bina yaptırılır. Bir ara Avrupa’ya giden Hocaefendi, buradaki ahlâki çöküntüyü fark ederek kız çocuklarının da eğitim alabileceği bir Kur’ân Kursu açılmasına karar verir. Yurda döndüğünde hemen harekete geçen Hocaefendi, 1993 senesinde 300 kişi kapasiteli Kız Kur’ân Kursunun inşaatını bitirir.
Şahin YILMAZ Hocaefendi, bulunmuş olduğu meclislerde defaâtle 1,5 ilâ 2 ay süren Yaz Kur’ân Kurslarının gerekli olan İslâmi altyapının kazandırılmasında yeterli olmadığını ifâde etmekteydi.
Hocaefendi: "Anne ve baba dînî eğitim vermekle yükümlü olduğu çocuğunu mutlaka en az bir yıl Kur’an Kursuna göndermelidir. Çocuk bu sürede hem dinî mâlûmâtını öğrenecek, hem de ibâdete alışacaktır”" demekteydi.
Şahin YILMAZ Hocaefendi , Lösemi (kan kanseri) ve akciğer enfeksiyonu sebebiyle 30 Nisan'da yattığı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde , 28 Mayıs 2007 Pazartesi günü saat 10:40 sularında Hakk'a yürümüştür.
...Allah Rahmet Eylesin...
HİLALİYE EĞİTİM VAKFI Copyright © 2015 - Tüm Hakları Saklıdır.
Telefon: 0 236 412 47 04 - bilgi@hilaliye.com